- sapıtmak
- sallamak, hareket ettirmek; sallatmak II, 298
Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini. 2009.
Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini. 2009.
sapıtmak — nsz 1) Ruhsal bir düzensizlik içine düşmek 2) i Şaşırmak Feride, senin kaşların lakırtılarına benziyor, güzel güzel, ince ince başlıyor fakat sonra yolunu sapıtıyor. R. N. Güntekin 3) mec. Saçmalamaya başlamak 4) tkz. Aklını bozmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sapıtmak — şaşırma ne yapacağını bilmeme … Beypazari ağzindan sözcükler
yolunu sapıtmak — doğru yoldan ayrılmak, kötü yola sapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sapıtma — is. Sapıtmak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
yol — is. 1) Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik 2) Karada insanların ve hayvanların geçmesi için açılan veya kendi kendine oluşmuş, yürümeye uygun yer Bahçeleri bahçelere toprak yollar bağlardı. Ç. Altan 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
TADLİL — Doğru yoldan sapıtmak. * Azdırmak, ayartmak. Günah işletmek. Dalâlete saptırmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük